14 Mayıs 2015 Perşembe

ALİ RIZA ALP







Ali Rıza Alp

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Ali Rıza Alp
MahlasRızai
Doğum1923
BitlisTürkiye
Ölüm24 Nisan 1991 (68 yaşında)
İstanbul, Türkiye
VatandaşlıkTürkiye
MeslekYazar, gazeteci, şair
Ali Rıza Alp (1923, Bitlis - 24 Nisan 1991, İstanbul), Türk gazeteci, yazar ve şair.

Hayatı

1923'de Bitlis'te doğdu. İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. Mesleğe 1943 yılında, Elâzığ'ın yerel gazetesi olan Turan'da başladı. Daha sonra İstanbul'da uzun yıllar boyunca Tercüman gazetesinde çalıştı. Eşi Sabahat Alp ile beraber dört ciltlik Büyük Osmanlı Lügatı'nı yayınladı. Ayrıca çocuklara Türkiye'yi tanıtmak amacıyla beş ciltlik Tatilde Adım Adım Anadolu adlı kitabı yazdı. 24 Nisan 1991 tarihinde, İstanbul'da vefat etti.

Eserleri

  • Büyük Osmanlı Lügatı
  • Tatilde Adım Adım Anadolu

KAYNAKÇA:http://tr.wikipedia.org/wiki/Ali_R%C4%B1za_Alp

5 Mayıs 2015 Salı

İVAN AYVAZOVSKİ






Vikipedi, özgür ansiklopedi
İvan Ayvazovski
Genel bilgiler
Doğum adıHovhannes Ayvazyan
Diğer ad(ları)Ivan Konstantinovich Ayvazovskiy
Doğum29 Temmuz 1817
FeodosyaRus İmparatorluğu
Ölüm5 Mayıs 1900 (82 yaşında)
FeodosyaRus İmparatorluğu
UyrukErmeni asıllı Rus
AlanıRessam
Sanat eğitimiEmperyal Sanat Akademisi, Saint Petersburg
Katıldığı akımlarRomantizm



İvan Ayvazovski (Rusça: Иван Константинович Айвазовский / Ivan Konstantinovich AyvazovskiyErmenice: Հովհաննես Այվազովսկի / Hovhannes AivazovskyHovhannes Ayvazyan), (d. 29 Temmuz 1817Feodosya - ö. 5 Mayıs 1900; Feodosya), eserlerinin yarıdan fazlasının konusu deniz manzaraları olan Ermeni asıllı Rus ressamdır.[1]

Yaşamı

Kırım'da bir Karadeniz liman şehri olan Feodosiya'da Ayvazyan soyadını taşıyan yoksul bir Ermeni ailesinde dünyaya geldi. Simferopol Lisesi'nde iken resim yeteneğinden ötürü 16 yaşında Çar I. Nikolay'ın emriyle St. Petersburg Akademisi'ne alındı. 1836'da akademiden mezun olduktan sonra devlet tarafından Avrupa'ya gönderildi. Yıllar süren seyahatleri sırasında birçok ülkede sergileri açıldı, çağın en yetenekli Rus ressamı olarak ün kazandı.[2]
1844'te Rusya'ya dönüşünde Rus Donanması'nın resmi ressamlığı görevine atandı. Bu görevi dolayısıyla yaşamı boyunca çok sayıda deniz ve gemi resmi yaptı.
1845'te geldiği İstanbul'da Sultan Abdülmecit tarafından Beylerbeyi Sarayı'nda kabul edildi. 1845-1890 arasında İstanbul'a toplam dört ziyaret yaptı. 1874'teki ziyaretinde Mimarbaşı Sarkis Balyan'ın Kuruçeşme Adasıüzerinde bulunan ikametgâhında bir ay kadar misafir olarak Sultan Abdülaziz'in Dolmabahçe Sarayı için sipariş ettiği tabloları hazırladı. 1890'daki son ziyaretinde Sultan II. Abdülhamid'in huzuruna kabul edilerek padişaha iki tablosunu hediye etti.
Beşbinin üzerinde eseri olan Ayvazovski'nin tablolarının büyük bir kısmı St. Petersburg, Moskova ve Erivan devlet müzelerinde sergilenmektedir. 30 kadar eseri Türkiye'de Dolmabahçe SarayıDeniz MüzesiAskeri Müze,Fener Rum Patrikhanesi ve İstanbul Kumkapı Ermeni Patrikhanesi'nin koleksiyonlarında bulunmaktadır.

Resim Galerisi














KAYNAKÇA:http://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0van_Ayvazovski


MAHMUT YESARİ




Mahmut Yesari

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Mahmut Yesari (5 Mayıs 189516 Ağustos 1945) Türk roman ve oyun yazarı.

Yaşamı

Mahmut Yesâri, 5 Mayıs 1895 tarihinde Elazığ'da doğdu. Miralay Fahrettin Bey’in oğlu, hattat Yesârî Mehmet Esad ile hattat Yesârizâde Mustafa İzzet’in torunu, öykücü Afif Yesari’nin babasıdır. Soyadını, sol eliyle yazdığı için Yesari lakabı ile anılan hattat dedesinden aldı.
Lise öğrenimini İstanbul Lisesi’nde tamamladı. Resim öğrenimi için Avrupa'ya gideceği sırada I. Dünya Savaşı patlak verince Güzel Sanatlar Okulu’nda girdi; okulu bitirmeden askere alındı ve Anafartalar Cephesi’nde görev yaptı.
Savaştan döndükten sonra sanat hayatına karikatürle başladı. 1918-1919 yıllarında çizgileri Diken ve Gıdık dergilerinde yer aldı. 1920’lerde oyun yazarlığına yöneldi. Bu alandaki ilk ürünü Fidan Zehra adlı uyarlama oyunudur. Oyunlarının çoğu Darülbedayitarafından sahnelendi. Oyun yazarlığından sonra roman yazarlığına yöneldi. İlk romanının adı Namus'tur.
Reşat Nuri Güntekin ile birlikte çıkardığı “Kelebek (77 sayı, 1923-24)” olmak üzere “Resimli Her şey”, “Yedigün” ve “Yarımay” gibi dergilerde öyküler yayımladı, gazetelerde romanlar tefrika etti, telif ve uyarlama oyunlar yazdı. 1925 yılında yayımlanan Çoban Yıldızıadlı romanıyla üne kavuştu, 1927’de yayımlanan Çulluk adlı romanıyla ünü yaygınlaştı. Bu roman, kimilerince Türk edebiyatının ilk işçi romanı kabul edilir. Hikâye ve romanları Yarın, Her şey, Yedigün, Yarımay dergilerinde dizi halinde yayımlandı. Hikâyelerinin çoğu kitap olarak yayımlanmadı. Konularını yakın çevresinden, halkın günlük yaşamından aldı. Günlük gazetelerde edebiyat ve tiyatro alanında kısa tanıtım ve eleştirileri çıktı. Tiyatro uyarlamaları yaptı. Film senaryoları yazdı. Romanları dışında Yakacık Mektuplarıadıyla bir anılar-hikayeler kitabı ve Sürtük adlı oyunu en bilinen eserleridir.
Ömrünün son yıllarında kendinden 20 yaş küçük olan Cahit Uçuk ile evlendi. Mahmut Yesari, 16 Ağustos 1945 günü Yakacık Sanatoryumu’nda veremden öldü. Çamlıca’da Çataldağı’ndaki aile mezarlığı’nda toprağa verildi.

Eserlerinden bazıları

  • Çoban Yıldızı (1925),
  • Çulluk (1927),
  • Pervin Abla (1927),
  • Ak Saçlı Genç Kız (1928),
  • Su Sinekleri (1932),
  • Ölünün Gözleri (1933),
  • Tipi Dindi! (1933),
  • Dağ Rüzgarları (1939),
  • Gece Yürüyüşü (1944),
  • Yakacık Mektupları (1938),
  • Bay-Bayan,
  • Telli Turna.
  • Bağrı yanık Ömer
  • Nasıl Mason Oldum?
  • Sürtük (Tiyatro Eseri)

Bağlantılar


KAYNAKÇA:http://tr.wikipedia.org/wiki/Mahmut_Yesari

CENGİZ KURTOĞLU



CENGİZ KURTOĞLU


Cengiz Kurtoğlu (d. 5 Mayıs 1959ArhaviArtvinMüzisyenpiyanist ve şarkıcıtaverna müziğinin önemli icracılarındandır. Zaman zaman hafif Arabeske kayan albümler de yapar. Yorgun Yıllarım buna iyi bir örnektir. Şarkılarında aşk acısı gibi bireysel konuları işler.

Hayatı

Öğrenim hayatını Artvin`de tamamladı. Memleketinde bulunan çay fabrikasında memur olarak çalışmaya başlayan Cengiz Kurtoğlu, daha sonra Arhavi`de "Ciha Dağı Efsanesi" isimli bir orkestra kurarak müziğe giriş yaptı. 20 yaşında yani 1979 yılında askerlik yapmak için Ankara`ya gitti, ilk çocuğu Orçun o sırada dünyaya geldi. Dönüşte bir süre Artvin'de kalan Kurtoğlu, 1982`de İstanbul`a gelerek ilk kaydını dönemin ünlü plakçılarındanŞahin Özer`e gönderdi. 1984`te ilk albümü Sen Sözden Anlamaz Mısın ile ilerde hayranları tarafından "yaşayan efsane" olarak adlandırılacağını bilmeden yola koyuldu. Duvardaki Resim, Unutulan , Seviyorum , Gelin Etmişler, Musalla Taşı, Yine Mi Sen, Ben Bilirim, Hain Geceler, Aklımda Gözleri Kaldı, Okul Yılları , Liselim , Yıllarım , Resmini Öptümde Yattım , Gece Olunca gibi uzun yıllar dillerden düşmeyecek şarkılarıyla geniş kitlelere ulaştı. Kendi tarzında Türkiye'nin en sevilen sanatçılarındandır.



Özel Hayatı

Evli olan Cengiz Kurtoğlu; Orçun, Aydın ve Aylin adlarında 3 çocuk babasıdır.

Albümleri

KAYNAKÇA:http://tr.wikipedia.org/wiki/Cengiz_Kurto%C4%9Flu

AYHAN IŞIK' IN HAYATI


AYHAN IŞIK'IN HAYATI





Ayhan Işık kimdir

Ayhan Işık kimdir , Sinema oyuncusu, yapımcı, yönetmen, senarist, ses sanatçısı ve ressam.
5 Mayıs 1929da İzmir’in Konak semtinde doğan Ayhan Işık‘ın asıl Adı Ayhan IŞIYAN’dır. Altı çocuklu bir ailenin küçüğü olan Ayhan Işık altı yaşındayken babasını kaybeder. İlk, ortaokul ve lisenin bir kısmını İzmir’de ori kalan kısmını abisinin üniversite tahsili için annesi ve kardeşleri ile geldikleri İstanbul’da tamamlar. 1953’te İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’nden mezun oldu.
Sinemaya geçmeden önce grafiker olarak çalışan sanatçı, çeşitli dergilere kapak resimleri yaptı.
Akademideki okul arkadaşlarının Hollywood starı Clark Gable‘a benzettiği Ayhan Işık, arkadaşlarının teşvikiyle Grafikerlikten sinemaya 1951’de Yıldız Dergisi ve İstanbul Film’in açtığı artist yarışmasını kazanarak geçiş yaptı. Aynı yarışmada kadınlardan da Belgin Dorukbirinci oldu. Aynı yıl “Yavuz Sultan Selim ve Yeniçeri Hasan” filmiyle ilk filmini çevirerek beyazperdede gözüktü. üçüncü filmi “Kanun Namına” ile oyunculuktaki yeteneğini kanıtlayarak üne kavuştu.
1959 yılında Amerika’da Hollywood‘a giderek şansını birde orada denemek istedi ve sinema konusunda incelemelerde bulundu. Türkiye’ye döndükten sonra yeni filmler çevirerek ününü sürdürdü. Bu yıllarda çevirdiği Küçük Hanım seri filmleri halk tarafından oldukça beğenildi.
Ayhan Işık da 1972’de film yıldızlarının sahneye çıkma ve plak yapma modasına uyar ve Münir Nurettin Selçuk‘tan dersler aldı, Klâsik Türk Müziği dalında solistlik yaptı ve bir tane 45’lik plak doldurdu.
Yeşilçam’da mert, tuttuğunu koparan, bıçkın mahalle delikanlısı karakterlerine hayat veren Türk sinemasının ”Taçsız Kralı” Ayhan Işık, 200 kadar film çevirdi. 1975’den itibaren Oyunculuğunun yanı sıra yapımcı, yönetmen ve senaristlikde yapmaya da başlayan Işık, bir süre sonra da oyuncu ve yönetmen olarak 1976 yılında”Örgüt” filmini çekti ve bu arada TV’de bazı reklam filmlerinde rol aldı.
Türk sinemasının belki de en büyük oyuncularından biri olan Ayhan Işık, ikinci filminden sonra fiziği ve yeteneği ile dikkatleri çekerek, ölene kadar çevirdiği bütün filmlerde hep başrol oynadı.
“Kral” ünvanını alan Işık, ününü en uzun süre koruyan ilk oyuncu oldu. Işık; 1954’te Türk Film Festivali’nde, 1962’de Ses, 1965’te Artist ve daha bir çok yayın organının düzenlediği yarışmalarda “en başarılı erkek oyuncu” seçildi.
13 Haziran 1979 tarihinde İstanbul’da Bebek’teki evinin balkonunda güneşlenirken güneş çarpmasına bağlı beyin kanaması geçiren Ayhan Işık hastaneye kaldırıldı ise de kurtarılamadı ve üç gün sonra 16 Haziran 1979 da vefat etti .
Evlilikleri : Gülşen Işık , Serap adında bir kızı vardır.

Karl Marx (1818 - 1883)

Karl Marx (1818 - 1883)



Karl  Marks (1818 - 1883)
Karl Marx, 5 Mayıs 1818'de Almanya'nın Rhine Eyaleti'nin Trier kasabasında doğdu. Orta öğretimini Trier'de tamamladı. Bonn ve Berlin üniversitelerinde hukuk öğrenimi görürken tarih ve felsefeyle ilgilendi, Hegelci E. Gans'ın derslerini izledi. 1841'de "Demokritos'un ve Epikuros'un Doğa Felsefelerinin Farklılıkları" adlı doktora tezinde, dinin maddecilik açısından eleştirisini yaptı.

Sol Hegelcilere katılarak Bauer kardeşlerle dostluk kurarken, bir yandan da Feuerbach'ın etkisinde kalıp 1842'de, muhalefetteki radikal burjuvalar tarafından kurulan Rheinische Zeitung gazetesinin yazı işleri yöneticiliğini yaptı.

Saint-Simon, Fourier, Proudhon gibi yazarları okuyarak Fransız sosyalizmini tanımaya çalıştı. 1843'te çocukluk arkadaşı Jenny von Westphalen ile evlendi. Rheinische Zeitung gazetesi 1843'te kapatıldıktan sonra Paris'e yerleşti. Fransız-Alman Yıllıkları'nı yayımladı (1844). Derginin bu ilk ve tek sayısında, Yahudi Sorunu adlı yazısıyla siyasal savaşım konusundaki görüşlerini ilk kez açıkladı. Aynı yıl Engels'le dostluk kuran Marx okurken tuttuğu notlardan oluşan 1844 El Yazmaları'nda, ana temasını yabancılaşmanın oluşturduğu hümanist bir felsefe geliştirdi.

Engels'le ortak ilk metninde (Kutsal Aile, 1845) tarih felsefesini maddeci görüş açısından eleştirdi. 1845'te Vorwarts gazetesi yazıkurulu üyeleriyle birlikte sürülünce Brüksele yerleşti. Birkaç ay sonra Engels'in de Brüksel'e gitmesiyle ortak eserlerinin ikincisini (Feuerbach Üzerine Savlar, 1845) ve üçüncüsünü (Alman İdeolojisi, 1845-1846) yayımladı. Kuramsal çalışmalarının yanısıra, sosyalist işçilerle ve Alman göçmenlerle ilişkilerini sıklaştırdı. Brüksel Alman İşçileri Derneği'ni kurdu ve Engels'le birlikte bir komünist yazışma ağı oluşturdu. Komünistler Birliği'nin isteği üzerine Komünist Manifesto'yu yazdıkları bu yıllar, ikisi için de geçmişteki felsefi bilinçleriyle hesaplaşma ve tarihsel maddeciliği geliştirme yılları oldu: Bu yüzden, geçmişten kopuşları hem siyasal hem de kuramsal nitelikteydi.

1848 İhtilali patlak verince, Belçika'dan sınır dışı edilen Marx, Köln'e yerleşerek, Neue Rheinische Zeitung gazetesini çıkarmaya başladı. Bu gazetede işçilere yönelik makaleler yayımladı (Ücretli Emek ve Sermaye, 1849).

Almanya'dan, hemen sonra da yeniden Fransa'dan sınırdışı edilince, 1849'da, ömrünün sonuna kadar kalacağı Londra'ya yerleşti. Yoksulluk içinde yaşadığı bu dönemde iktisat incelemelerine ağırlık verdi. Temel eseri olan Kapital'i hazırlamaya başladı. 1851-1861 yıllarında New York Daily Tribune gazetesinin Avrupa muhabirliğini yaptı.

1864'te Uluslararası İşçiler Derneği'nin kurucuları arasında yeraldı. 1. Enternasyonal'in açılış konuşmasını ve tüzüğünü yazdıktan sonra, Kapital'in birinci cildini Almanya'da yayımlattı (1867). Kızını görmek için gittiği Paris'te Paris Komünü'ne tanık oldu. İngiltere'ye dönünce Fransa'da İç Savaş (1871) adlı eserinde bu devrim denemesini değerlendirdi. Kapital'in yazımını sürdürürken, bir yandan da işçi partililerinin programlarının oluşturulmasına etkili biçimde katıldı. Dühring'e karşı kalem tartışmasında Engels'i destekledi. Anti-Dühring'in (1878) bir bölümünün yazımında Engels'le çalıştıktan sonra hastalanarak çalışmalarını büyük ölçüde yavaşlatmak zorunda kaldı. 14 Mart 1883'te Londra'da öldü.

4 Mayıs 2015 Pazartesi



DEVLET VE BİLİM ADAMI FATİH SULTAN MEHMET


Benzerine çok rastlanmayan son derece yoğun bir eğitimden geçen Fatih Sultan Mehmed, daha çocukluğundan itibaren büyük bir devlet adamı olmak üzere yetiştirildi. Üstün bir komutanlık özelliğine sahipti. Çok iyi teşkilatlanmış ordusunu savaşlarda en iyi şekilde kullandı. Yapacağı seferlerden en yakınlarını bile haberdar etmez ve bunların gizli kalmasına son derece özen gösterirdi. Topçuluğa gerekli önemi veren ilk padişahtır. Fatih’ten önce top, bütün dünyada sesiyle düşmanı ürkütmesi için kullanılırdı. Büyük kaleleri yerle bir edeceği ve meydan muharebelerinde önemli rol oynayacağı hiç düşünülememişti. Fatih bütün bunların akıl ederek o tarihe kadar görülmemiş sayı ve çapta top yapılmasına yöneldi. Topların balistik ve mukavemet hesaplarını kendisi yaptı.

Dünya çapında bir devlet kurma fikrine yürekten inanmıştı. Bu idealin gerçekleşmesi için ömrünü fetihlerde geçirdi. 32 yıl süren saltanatı boyunca ikisi imparatorluk, altısı prenslik, beşi de dukalık olmak üzere irili ufaklı 17 devletin topraklarını fethetti. Karadeniz’i bir Türk denizi haline soktu, bütün Balkan yarımadasını ele geçirdi ve Ege’de bazı adaları aldı. Babası Sultan II. Murad’dan devraldığı Osmanlı Devleti’nin topraklarını 2,5 kat arttırdı.

Fatih Sultan Mehmed fetihleriyle olduğu kadar, devlete düzenli sürekli bir yapı kazandırmak için getirdiği düzenlemeler açısından da Osmanlı tarihinde önemli bir yer tutar. Fatih Kanunnamesi’yle yönetim, maliye ve hukuk alanlarında kurallar koyarak devletin işleyişini düzenledi. Geniş görüşlü ve açık düşünceli bir padişah olarak kültür ve sanat alanında gelişmeye öncülük etti. İnsanlara, inançları konusunda eşi görülmemiş bir hoşgörü gösterdi. İstanbul’u aldıktan sonra İtalyan hümanistleri ve Rum bilginlerini sarayında topladı. Ortodoksluğun tek ve en büyük koruyucusu oldu. Patrik, Osmanlı protokolüne göre vezir rütbesine eş tutuldu. Patrik II. Gennadios’a Hıristiyan inancının temel ilkelerine ilişkin bir eser hazırlattı ve Osmanlıca’ya çevirtti.

Fatih Camii’nin çevresinde kurduğu sekiz medrese, İslam ilimleri alanında yüz yıl boyunca imparatorluğun en önemli öğretim kurumu oldu. Zaman zaman “Ulema” adı verilen İslam bilginlerini bir araya toplayarak onların tartışmalarını dinlerdi. Bilginlere karşı büyük yakınlık gösterir, onlara saygı ile davranırdı. Osmanlı İmparatorluğu Fatih’in hükümdarlığı zamanında matematik, astronomi ve ilahiyat alanında en
yüksek düzeye erişti.